- Yerebatan Sarnıcı ve Gizli Geçitleri
İstanbul’un en etkileyici yer altı yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Devasa sütunları ve loş atmosferi ile büyüleyici bir görünüme sahip olan bu sarnıç, yalnızca su depolamak için değil, aynı zamanda bir güvenlik önlemi olarak da kullanılmıştır.
Bazı tarihçiler, sarnıcın altında Topkapı Sarayı’na ve hatta Ayasofya’ya kadar uzanan gizli geçitlerin olduğunu iddia ediyor. Osmanlı döneminde de kullanılan bu geçitlerin, acil durumlarda kaçış yolu olarak hizmet verdiği düşünülüyor. Sarnıcın en ünlü bölümlerinden biri olan Medusa Başı heykeli, buranın hala birçok sırrı barındırdığının bir göstergesi olabilir.
- Büyük Saray’ın Gizli Geçitleri
Bizans İmparatorları’nın yaşadığı Büyük Saray, zamanla tahrip olup yok olsa da, yerin altındaki bazı tüneller hala keşfedilmeyi bekliyor. Arkeolojik kazılar sırasında, Hipodrom’un altından geçen ve Ayasofya’ya bağlanan çeşitli geçitler bulundu.
Bu geçitlerin bir kısmı, imparator ve ailesinin acil durumlarda kullanabileceği kaçış yolları olarak tasarlanmıştı. Aynı zamanda, saray çalışanlarının ve muhafızların hızla hareket edebilmesi için gizli koridorlar oluşturulmuştu. Günümüzde bazı bölümleri ziyaret edilebilse de, yeraltının derinliklerinde hâlâ açığa çıkarılmayı bekleyen yapılar olduğu düşünülüyor.
- Topkapı Sarayı’nın Kaçış Tünelleri
Osmanlı padişahlarının ikamet ettiği Topkapı Sarayı, sadece ihtişamlı mimarisiyle değil, aynı zamanda yer altındaki gizli tünelleriyle de dikkat çekiyor. Bazı tarihçiler, sarayın altında bulunan dehlizlerin, padişahların olası tehlikelerden kaçması için tasarlandığını ileri sürüyor.
Özellikle Marmara Denizi’ne açıldığı söylenen bu geçitler, Osmanlı döneminde sık sık gündeme gelmiş ancak hiçbir zaman tamamen gün yüzüne çıkmamıştır. Bunun yanı sıra, bazı tünellerin saraydan Yerebatan Sarnıcı’na ve hatta Ayasofya’ya kadar uzandığı iddia edilmektedir.
- Bizans Drenaj Sistemi ve Kanalizasyon Tünelleri
Bizans döneminde İstanbul’un altyapısı büyük bir titizlikle planlanmıştı. Şehri su baskınlarından ve pis sulardan korumak için gelişmiş bir kanalizasyon ve drenaj sistemi inşa edilmişti. Günümüzde hala varlığını sürdüren bu sistem, geniş yer altı tünellerinden oluşmaktadır.
Bazı araştırmalar, bu tünellerin yalnızca su tahliyesi için değil, aynı zamanda askeri stratejiler için de kullanıldığını gösteriyor. Özellikle önemli binaların altında yer alan bazı bölümlerin, olası bir kuşatma sırasında askerlerin gizlice hareket etmesini sağladığı düşünülüyor.
- Kapalıçarşı’nın Gizli Tünelleri
Dünyanın en büyük ve en eski çarşılarından biri olan Kapalıçarşı, sadece üstündeki hareketli ticaret hayatıyla değil, altında bulunan gizli tünellerle de dikkat çekiyor. Osmanlı döneminde, kıymetli malların ve altınların korunması için çarşının altına özel geçitler inşa edilmişti.
Bu tünellerin bazıları, Mahmutpaşa, Süleymaniye ve diğer önemli merkezlere bağlanıyordu. Bazı rivayetlere göre, tüneller aynı zamanda tüccarların kaçış yolu olarak da kullanılmıştı. Günümüzde Kapalıçarşı’nın altında yapılan bazı restorasyon çalışmaları sırasında, bu tünellerden bazıları tekrar gün yüzüne çıkmaktadır.
- Büyük Valide Han ve Kaçış Yolları
yüzyılda Kösem Sultan tarafından yaptırılan Büyük Valide Han, Osmanlı döneminde İstanbul’un ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Ancak hanın altındaki gizli dehlizler, burayı daha da ilginç hale getiriyor.
Tarihçiler, buradaki geçitlerin tüccarların değerli eşyalarını saklaması ve olası saldırılar sırasında kaçış yolu olarak kullanılması için inşa edildiğini düşünüyor. Günümüzde bazı araştırmacılar, bu tünellerin hala keşfedilmemiş bölümleri olabileceğini iddia ediyor.
- Kız Kulesi ve Sarayburnu Bağlantısı
Bir şehir efsanesine göre, Kız Kulesi ile Sarayburnu arasında su altından geçen gizli bir tünel bulunmaktadır. Osmanlı döneminde saraydan gelen yiyecek ve içeceklerin buraya taşınması için kullanıldığı iddia edilen bu tünelin varlığı, henüz tam olarak kanıtlanamamıştır.
Ancak dalgıçlar tarafından yapılan bazı araştırmalar, Kız Kulesi’nin altında eski yapı kalıntılarına rastlandığını göstermektedir. Kim bilir, belki de bu tünel gerçekten de var ve İstanbul’un yer altındaki en büyük sırlarından biri olarak keşfedilmeyi bekliyor!
- Ayasofya’nın Altındaki Gizli Galeriler
Dünyanın en önemli tarihi yapılarından biri olan Ayasofya, sadece yüzeydeki mimarisiyle değil, altındaki tüneller ve gizli galerilerle de dikkat çekiyor. Arkeologlar, Ayasofya’nın altındaki bazı geçitlerin Bizans İmparatorları tarafından kaçış yolu olarak kullanıldığını ortaya çıkardı.
Ayrıca, Ayasofya’nın altında eski keşişlerin inzivaya çekildiği mahzenler olduğu da söylenmektedir. Günümüzde bazı bölümler turistik olarak ziyarete açık olsa da, hala keşfedilmeyi bekleyen birçok gizli geçit olduğu tahmin ediliyor.
- Karaköy – Beyoğlu Tüneli (Tünel Füniküleri)
İstanbul’un yer altındaki en eski ulaşım yollarından biri olan Tünel, 1875 yılında inşa edilmiştir ve dünyanın en eski ikinci metrosu olarak kabul edilir. Karaköy’den Beyoğlu’na uzanan bu kısa ama tarihi füniküler hattı, Osmanlı döneminde ticaretle uğraşanların yokuşları aşmasını kolaylaştırmak için yapılmıştır.
- Sultanahmet ve Yedikule Zindanları Arasındaki Dehlizler
İstanbul’un yer altındaki en büyük efsanelerinden biri de, Sultanahmet Meydanı’ndan Yedikule Zindanları’na kadar uzandığı iddia edilen tünellerdir. Eski mahkûmların bu tünellerle taşındığı veya bazı mahkumların buradan kaçtığı söylenmektedir.
Günümüzde bu geçitlerin büyük bir kısmı kapanmış ya da tahrip olmuş olsa da, bazı tarihçiler hala yerin altında gizli yolların var olabileceğini düşünüyor.