Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Boğaz’ın İncisi: Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı’nın hikâyesi

Dolmabahçe Sarayı Tarihi

Dolmabahçe Sarayı’nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya’sının gemileri demirlediği, Boğaziçi’nin büyük bir koyu idi. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyılda doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye (hadayik-hassâ) dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre “Beşiktaş Sahil Sarayı” adıyla anıldı.

Dolmabahçe’nin yapım emrini veren ve ilk kullanan padişah Sultan Abdülmecid

18. yüzyılın ikinci yarısına doğru, Türk mimarisinde Batı tesirleri görülmeye başlanmış ve “Türk Rokokosu” denilen süsleme şekli, gene Batı tesiri altında kalarak yapılan neobarok tarzı köşk, kasır ve sebillerde kendini göstermeye başlamıştır. Sultan III. Selim, Boğaziçi’nde Batı tarzında ilk binaları inşa ettiren padişahtır. Mimar Antoine Ignace Melling’e Beşiktaş Sarayı’nda bir kasır yaptırmış, lüzum gördüğü diğer yapıları da genişlettirmiştir. Sultan II. Mahmut, Topkapı Sahilsarayı’ndan başka, Beylerbeyi ve Çırağan bahçelerinde Batı tarzında iki büyük saray yaptırmıştır. Bu devirlerde Yeni Saray (Topkapı Sarayı) fiilen olmasa bile, terk edilmiş sayılırdı. Beylerbeyi’ndeki saray, Ortaköy’deki mermer sütunlu Çırağan, eski Beşiktaş Sarayı ile Dolmabahçe’deki kasırlar II. Mahmut’un mevsimlere göre değişen ikametgâhlarıydı. Sultan Abdülmecid de babası gibi “Yeni Saray”a fazla itibar etmemekteydi, orada yalnızca kış mevsiminde birkaç ay kalıyordu. Kırkı aşkın çocuğunun neredeyse tamamı Boğaziçi saraylarında dünyaya gelmiştir.

Dolmabahçe Sarayı çoğumuzun hafızasında, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu mekân olarak yer ediyor.  Atatürk, 1927-1938 yılları arasında yaşamını burada sürdürmüştür. Dolmabahçe Sarayı’nda pek çok önemli toplantı ve görüşme yapan Atatürk, Saray’da sıklıkla yabancı devlet adamlarını ve yabancı heyetleri ağırlamıştır. Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün kullandığı odalar bugün ziyarete açıktır.

Dolmabahçe Sarayı’nda neler var?

285 odalı ve 44 salonlu bir yapı olan Dolmabahçe Sarayı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun zengin tarihini yansıtan pek çok eser mevcut.

Dolmabahçe Sarayı’ndaki bölümlerden biri Muayede Salonu.  Renkli kubbesi, görkemli sütunları ve kalem işleri ile dikkat çeken salon, Osmanlı padişahlarının taç giydiği, bayramlaşma merasimlerinin gerçekleştiği ve sıklıkla yabancı devlet adamlarının ağırlandığı salondu.  Padişahın ailesi ve hizmetkârlarına ait Harem Dairesi, ayrıca ilginizi çekebilir. Dolmabahçe Sarayı’nın mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir diğer bölümü olan Selamlık Dairesi’nin ise Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde devlet işlerinin yürütüldüğü önemli bir merkez olduğu biliniyor. Selamlık Dairesi, günümüzde Dolmabahçe Sarayı’nın hala turistik cazibe merkezlerinden biridir.

Diğer Bölümlerde öne çıkanlar Hamamlar ve Bahçeleri olarak sıralanabilir, aydınlatma, süslemeleri, sütunları ve kapıları  en önemli ayrıntıları oluşturmaktadır.

Saray pazartesi hariç haftanın her günü sabah 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Dolmabahçe Sarayı nerede?

İstanbul Avrupa yakası Beşiktaş ilçesinde bulunan Dolmabahçe Sarayı Üsküdar ve Kuzguncuk’un karşısında yer almaktadır.

Dolmabahçe Sarayı’nda MüzeKart geçerli mi?

Müzekart ile Dolmabahçe Sarayı’nın Selamlık bölümü dışındaki alanları ücretsiz gezilebiliyor.

Kaynak, Wikipedia

Leave a comment

Close